Bir yıl geçti Onur doğalı, dün gibi aklımda. Geriye dönüp bakıyorum, ne kadar hızlı geçmiş zaman. Kısacık bir yıl benim için. Onur içinse bir ömür. Ne çok şey yaşadık bir yılda, ne çok şey sığdırdık bir yıla. Mutluluklar, sevinçler, gözyaşları, endişeler, tereddütler, korkular, zorluklar, kahkahalar, güzellikler…
Hamileyken öğrenmiştim oğlumda bilateral pes ekinovarus olduğunu. Yaşadığımız şokun ardından doğuma kadar biraz araştırma yapmış ve bu deformiteyi öğrenmeye, anlamaya, daha önemlisi kabullenmeye çalışmıştım. Onur’ un umrunda değildi gerçi. O yine sert tekmelerini savuruyor, ben burdayım, güçlü ve sağlıklıyım diyordu. Doğduktan sonra da aynı güç ve aldırmazlıkla devam etti hayatına. O ayakları ile çok barışıktı. Biz olmadığımız için 12 günlükken alçılara başladık. Onur bir günde kabullendi yeni halini. 5 haftalık alçı, peşinden aşilotomi ve 3 hafta daha alçıya devam. Tanrım, hamileyken ilk okuduğumda ve sonra yaşarken de uzun ve zorlu bir süreç gibi gelmişti. Şimdi geriye bakıyorum da ne kadar hızlı ve rahat geçmiş aslında.
2 aylıkken Ponseti Cihazı giymeye başladı oğlum. İşte buna alışması bir kaç gün sürdü, o da biz de zorlandık. Ama iki hafta geçmeden bir parçası gibi oldu. İlk ortezle yüzüstü döndü, emekledi, ayağa kalktı, hatta sıraladı. Üstelik alçılar ve ortez sayesinde daha güçlü bacakları ve karın kasları var.
Bu süre içinde, her şey iyiye gitmesine rağmen endişelerimden hiç kurtulamadım. Başarısı çok yüksek bir tedavi şeklini, Ponseti Yöntemini uyguluyoruz. Her şey iyi gidiyor şu anda, esnekliği iyi, gelişimi iyi. Ağabeyi de nerdeyse 14 aylık yürüdüğü için şimdi yürümemesi de normal. Uzun süre ayakta yorulmadan kalıyor, güzel sıralıyor. Yine de devamlı düzgün yürüyecek mi, deformite nüksedecek mi diye düşünüyorum. Bu anne olduğum için mi, benim kendi yapımdan mı kaynaklanıyor, bilmiyorum. Tek bildiğim, ben içimde korkularımı beslerken Onur hayatına devam ediyor. Oyunlar oynuyor, her gün yeni şeyler öğreniyor, gülüyor ve hızla büyüyor. O ömrünü dolu dolu yaşıyor. Onun gülen yüzü, geçen zaman bana da hayatın güzelliklerini hatırlatıyor. Endişelerimi bir kenara bırakıyor ve oğlumla gülüyorum ben de.
Bugün 1 yaşında oğlum, ömrünün ilk yılını doldurdu. İyi ki doğdun oğlum, ağabeyinle sen hayatımıza neşe getirdiniz. Teşekkür ederim.
19 Temmuz 2007
Bir yanıt yazın